Artizan Kargı Tulum Peyniri Üretimine Nasıl Başladık ?

2 Veteriner Hekim olarak, Çorum İlinin kuzeyinde kalan ve aslında karadeniz ikliminin hakim olduğu ortalama 5.000 nüfuslu Kargı İlçesinde Veteriner Hekimlik yaparken insanların hayvancılığını bıraktığını, yayla sütlerini satamadığını, para kazanamadığını görüyorduk; özellikle yaylalarda bi kaç hayvanıyla aile hayvancılığı yapan Ayşe teyze, Fatma nine' nin bize olan ilaç masraflarını ödeyemediği için için elinde yaptığı Kargı Tulum Peynirlerini teklif etmesi üzerine onları alıp değerlendirmek üzere çevremizde satıp hem alacaklarımızı çıkarmak hem köylülerimize yardımcı olmak amaçlı hiç de istemeden başladığımız bu iş bizim için gurur kaynağı oldu. Aslında çocukluğumuzdan beri yediğimiz ve Osmanlı saraylarında kullanılan Avrupa' da ödüller almış Kargı Tulum Peyniri’ nin kıymetini o zamana kadar anlayamamıştık. Sonrasında hekimliğimizinde verdiği özgüven ile ülkemiz çapında peynirle ilgili olarak yapılan tüm festival, fuar vb. etkinliklere katılarak ufkumuzu genişlettik, peynirimizi tanıttık. Şimdiler de ise bir kırsal kalkınma örneği olarak tüm köylülerimizle birlikte hiçbir katkı maddesi kullanılmayan, tamamen doğal, geleneksel yöntemlerle ve elle yapılan tüm süt ürünlerimizi üretiyoruz. Böylece hem ilçemizdeki hayvancılığın bitmemesi ve köylülerimizin para kazanmasını sağlıyor hem de insanların artizan üretilen gıdalara ulaşmasının yolunu açıyoruz.

Faaliyetlerimiz, Üretim Şeklimiz Hakkında Detaylı Bilgi ?

Kargı yaylasında otlayan hayvanlarımızın sütünü sadece yazın otlayarak yaptığı doğal sütü alıyor, sağım sıcaklığında ya da ürünün çeşidine göre pastörizasyon işlemi sonrası kendi mayamız olan şırdan mayası ile mayalıyoruz sonrasında en az 150 gün yaylalarda derin büyük oturaklarda beklettiğimiz süre boyunca her 20 günde bir tüm peynirleri karıştırıp tekrar oturaklıyoruz, bu süreç sonunda kendi kuruttuğumuz ve temizlediğimiz elle kesip diktiğimiz deri tulumlara basıyoruz.

Artizanlık Bizce Neden Önemli?

Geçmişimizi geleceğe aktarmanın yanında insanlara fabrikasyon ürün olmayan daha sağlıklı ürünleri sunabilmek için tüm ürünlerimiz artizan bir yöntemle üretiyoruz. Şunun da farkında olmak gerek; teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, kimyasallar ne kadar artarsa artsın kullanılan kültürlerin yada kimyasallarla yapılan ürünlerin artizan kalitesinde ve tadında ürün yapılamadığı aşikar.

Türkiye’ de Artizan Üretim Yapmanın Olumlu ve Olumsuz Yönleri ?

Olumsuz yönlerinden başlarsak öncelikle makinalardan çok insanları yönetmeniz gerekiyor çünkü ürettiğiniz ürünü hem artizan yapıp hemde bir örnekliliği sağlamak zor bir iş, yani tüm ürünlerin neredeyse aynı tada, kokuya ve kıvama sahip olması gerekiyor. Üretici köylülerimiz, kadınlarımız yıllardır ailelerinden gördüğü yöntemleri bi anda bırakıp sizin istediğiniz tekdüze ürünü çıkaramıyorlardı fakat zamanla aşıldı.

Sonrası ekonomik sıkıntılar olarak maliyetlerin özellikle işçilik bazında çok arttığını ve bununda son ürünün fiyatını arttırdığından insanlar tarafından pahalı algısına maruz kalıyorsunuz. Fakat onda olan işçiliği, emeği alınterini ve doğallığı bi türlü anlatamıyorsunuz. Çünkü insanlarda kendilerince haklı olarak kıyaslama içerisini girip orada peynir yarı fiyatı deyip onlara yöneliyorlar.

Olumlu yönleri ise ailenize, dostlarınıza yedirdiğiniz doğallıkta korkmadan insanlara ürün ulaştırıyorsunuz ve tebrik aldıkça gururlanıp mutlu oluyorsunuz. Kırsal kalkınma gerçekleştirip köyünüzdeki insanlara yararınız oluyor, üretimi teşvik ediyor, hayvancılığın bitmesine kaybolmasına izin vermiyorsunuz.

Bi süre sonra bu iş sizin için hobi oluyor ve ürettikçe zevk alıyorsunuz, mutlu oluyorsunuz.